Günümüzde her sektörün cilvesi olduğu aşikar. Her gün değişen
bir toplum, gündem aslında değişen bir dünya var(!) An an hem de. Haliyle bu
değişimin yansıdığı ilk sektörlerden bir tanesi iletişim alanı, reklam sektörü.
Eğitimini görürken müthiş zevkli, bir an evvel mesleğe atılma
dürtüsü uyandıran 'Reklamcılık', mesleğe atıldığın dakika gerçeklerle burun
buruna getiriyor. Sadece sektöre bağlanmaması gereken, esasında asıl kayganlığı
değişen dünya olanakları olduğunu görmekte zor olmuyor, o dakikada.
Dünya değişimini medyaya bağlamak, oradan da "Medya
Gurusu" Mc Lohan'ın "medium
is the message" takdimiyle sunmak doğru olur. Medyanın
sunamayacağı, şekillendiremeyeceği, yükleyemeyeceği bir düzen yok iken, sektör
de haliyle kayganlaşıyor. Seneler evvelden bugünü gören Luhan, Global Köyü'de
lügatımıza yerleştirip, o köyde ne söylersen söyle içeriğin değil etkin olan,
medyanın ta kendisi dedi. Toplumu kolaylıkla etkiler, şekillendirir, zihnine
yerleşir, yönetir dedi 60'larda hem de.
Kaygan zemini oluşturanlardan biri tekele indiğimizde, yönetim.
Çağa ayak uydurma kaygısıyla -ki haklı olarak- yürümeden koşmayı isteyen,
idaresi altına hiçbir 'prezentabl' yanı olmayan, bir iş yapabilme yetisi var
diye yalnızca önemli hale getirip, mevki verdiği şahıs/şahıslar sayesinde
oluşturulan yanlış kategorizeler... Eşittir yanlış oluşumlar, haksız
kuruluşlar, takipsiz koşullar ve kaybedilen iş güçleri.
Hak verip, katılacak yüz değil binlerce kişi olacağına eminim.
Çünkü, hem iş çerçevesi değişken, hem koşullar, hem müşteriler gibi gibi
sayılabilecek on kadar değişken peşine, özele indiğimizde de yarayı kaşımayla
çıkan irinler sürüsüyle.
Yanı sıra mı? Üst satırlarda az da olsa değinilen 'dünya'.
Fazlasıyla kaygılandıran dünya... Dünyada yaşananların kaygısına da girilecek
olursa blog değil ansiklopedi yazılır, ayrıca satırlar birbirinden
alakasızlaşır.
Bu sebeple, bir diğer yazı 'dünya'da görüşmek üzere :) ...
Yorumlar
Yorum Gönder